Page 10 - RTGD DERGİ 2020 1.SAYI
P. 10
Gezİ olayları ve 17-25 Aralık darbe “Türkİye’nİn başarıları kasıtlı bİr
gİrİşİmİ şekİlde görülmüyor”
Sizlerde son yıllarda yaşadıklarımızı şöyle bir gözünüzün Dünyanın hemen hemen her ülkesinde karşılaşılabilecek
önünden geçirmenizi istiyorum. Türkiye’nin ekonomide sıkıntılar abartılarak manşetlere taşınırken, Türkiye’nin
rekorlar kırdığı, faizlerin en düşük seviyelere ulaştığı, başarıları kasıtlı bir şekilde görülmüyor. Söz konusu
IMF’e borcumuzun sıfırlandığı bir dönemde önce milletimiz olunca bağımsızlığın yerini yandaşlık, doğrunun
ağaç bahanesiyle Gezi olaylarının fitili ateşlendi. Kimi yerini çarpıtma, tarafsızlığın yerini ise önyargılar alıyor.
sözde sanatçıların da merkezinde olduğu bu olaylarla Ülkemizdeki medya kuruluşları da manşetleriyle bu
ülkemizin sokakları karıştırılmak istendi. Bilhassa sosyal değirmene su taşıyor.
medya gezi olaylarında adeta bir provokasyon üssü Gerçeği bilmek, doğru bilgiye ulaşmak her insanın
olarak kullanıldı. Ülkemizin hiçbir alakası olmayan en tabi hakkıdır. Gazetecilik hakikati ortaya çıkarma
nice yalan haberlerle milletimiz özellikle gençlerimiz mücadelesi ise siyasetçinin görevi de gerçekleri
galeyana getirilmeye çalışıldı. Sokaklarımız ateşe verildi, söylemektir. Siz gazeteciler gibi siyasetçinin de en
esnafımızın malları yağmalandı, içerisinde yolcuların büyük sermayesi doğruluk ve dürüstlüktür. İtibarını
bulunduğu belediye otobüsleri yakıldı, insanımız ve inandırıcılığını yitirmiş medyanın ne topluma ne
huzursuz edildi. Bundan başarı elde edilemeyince 17-25 takipçilerine ne de insanlığa bir katkısı olabilir. Aynı
Aralık’ta bu sefer farklı bir yol denediler. Yargı ve emniyet şekilde milletiyle samimi bağ kuramayan bir siyasetçinin
içerisindeki FETÖ’cüler eliyle hükümete yönelik bir darbe millete ve memlekete hayrı dokunmaz.”
teşebbüsünde bulundular. Bu süreçte FETÖ, hem
kontrolü altında tuttuğu basın yayın organlarından hem
de sosyal medyadan demokrasimizi hedef alan yoğun
bir karalama kampanyası yürüttü. Maalesef dönemin ana
muhalefet partisi de FETÖ’nün bu yalan furyasına arka
çıktı. Biz tüm gücümüzle milli iradeye sahip çıkarken,
muhalefet grup toplantıları ve miting alanlarını FETÖ’nün
propaganda kürsüsüne çevirdi. Türk demokrasisinin en
çetin sınavlarından birinde ana muhalefet, muhalefet
demokrasiyi korumak milli iradeyi savunmak yerine ne
yazık ki FETÖ’nün siyasi uzantısı gibi davranmayı tercih
etti. MİT TIR’ları ihanetinde olduğu gibi kimi medya
mensupları da örgütün ajanlığını yapmakta behis
görmedi.
“Utanç belgesİ olarak halen
hatırlıyoruz”
Kendilerini özgür ve tarafsız diye tanımlayan yabancı
medya organları mesele Türkiye olunca gazetecilik
yapmak yerine nasıl birer propaganda makinesine
döndüğünü hep birlikte gördük. Özellikle 15 Temmuz
gecesi yapılan haberleri bir utanç belgesi olarak halen
hatırlıyoruz. Darbenin başarısız olmasının getirdiği
hayal kırıklığına ertesi gün atılan manşetlerde bizzat
şahitlik ettik. Türk hükümeti aleyhine konuşacak
insan bulamamaktan şikayet eden uluslararası basın
kuruluşları bile oldu, bunları da gördük. Bir çok medya
kuruluşu darbecileri aklamaya çalışırken Türk milletinin
dünya demokrasi tarihine geçecek şanlı direnişi ısrarla
görmezden gelindi.
8